Futbol uzak ara dünyadaki en popüler spor konumunda. Avrupa bu spor dalının mucidi ve Avrupa’nın profesyonel futbolu dünyada en etkili konumda. Dünyanın büyük ligleri, büyük kulüpleri Avrupa’da ve Avrupa dışındaki oyuncular da daha çok para kazanmak ve kariyer yapmak amacıyla Avrupa futbolundan etkilenmiş durumdalar. Bütün bu olumlu yanlara rağmen Avrupa’da bir çok futbol kulübü ekonomik krizle boğuşmakta ve finans dengesini sağlamakta zorlanmaktadır. Bütün bu gelişmeleri değerlendiren UEFA 2010 yılında Financial Fairplay adında kulüplere birtakım kriterler ve denetlemeler getirdi.

 

Financial Fairplay uygulaması özellikle 2013/14 sezonunun sona ermesiyle tam olarak uygulamaya geçti ve UEFA’nın Avrupa’da düzenlediği 2 temel kupa olan Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Ligi’ne katılmak için bundan böyle takımlar ülke federasyonlarından FF (Financial Fairplay) lisansı almak zorundalar. Bu lisans kritlerlerine gelecek olursak;

  • Kulüplerin ödeme süresi geçmiş borçlarının olmaması şart. Bu en geniş anlamda kulübün tüm alacaklılarına olan ödemeleri zamanında yapmış olması anlamına geliyor.
  • Ne kar ne zarar etmek. Bu da harcama dengesinin olması anlamına geliyor. Gelir gider kalemleri eşit olmak zorunda. Bu açıdan gelir gider dengesi 3er yıllık periyotlar halinde değerlendirilmekte ve geçici olarak en fazla 5 M Euro’luk bir farka izin var. 2018’e kadar bu konuda bir geçiş süreci var ve bazı töleranslar mevcut. Örneğin 2014/15 sezonu açısından baktığımızda UEFA standartlarında son 3 yılda total 45 M Euro zarara izin varken önümüzdeki sezon bu rakam 30 M Euro’ya kadar izin verilmiş durumda. (2018 sezonunu sonuna kadar da bu şekilde)

Gelir gider dengesine ilişkin kısıtlamalar kabul edilen gelir ve gider kalemlerinin detaylı ve fazla olması nedeniyle oldukça karışık. Temelde kulüp bir bütçe açıklamak ve bu bütçedeki gelir gider kalemlerini belirtmek zorunda. Gelir kalemleri “ilgili” veya “futbol” olarak ayrılsa da genel anlamda bilet satışları, kulüp eşyası satışı, TV yayın hakları ve sponsorluk gelirlerinden oluşmakta. Genel anlamda futbol giderleri ise oyuncu maaşları ve transfer ücretleri kalemlerinden oluşmakta.

Bu finansal süreçteki amaçlar kulüplere gelir ve giderlerde şeffaflık, sorumluluk, güvenirlik ve rasyonellik kazandırmak. Avrupa futbolunda zengin kulüp başkanlarının oldukça ses getiren hamlelerde bulunduğu, bir anda yüklü paraları harcayarak kulüplere oyuncu transfer ettikleri ve şampiyonluk kazanıkları da bir gerçek. Roman Abramovitch ve Sheikh Mansour gibi “para babaları” İngiltere liginde takımlarına yüklü paralar akıtarak şampiyonluk kazanmış durumdalar. Tabi bu durum bir çok futbolsever açısından haklı olarak adaletsizlik olarak nitelendirilmekte. Bu sürecin sonunda kulüpler zengin başkanlarından bu desteği alıp paraları akıtamayacaklardır.

Diğer açıdan baktığımızda Avrupa’da bir çok kulüp ekonomik sıkıntı içerisinde. 2012 UEFA verilerine göre Avrupa’daki futbol kulüplerinin %63’ü zarar açıklarken yine kulüplerin %16’sının zararı düzelmesi zor ve endişe uyandırıcı boyutlarda gözüküyor. Yine de ilk etapta bu durumun düzeltilmesi için UEFA FF kritleri de ilk etapta sınırlı durumda. Avrupa’da üst liglerde 700 civarı üst düzey kulüpten sadece 235 tanesi Avrupa kupalarında mücade etmekte ve sadece bu kulüpler FF kriterlerine tabi tutulmakta. UEFA FF kriterleri yukarıda bahsettiğim ikinci madde uyarınca 5 M Euro’luk bir gelir gider farkını opsiyon olarak tanımakta olsa da Avrupa’da gelir ve giderleri 5 M Euro’ya ulaşmayan kulüp sayıları da azımsanamayacak durumda. Bu durumda bu kulüpler otomatikman FF denetimi dışında kalmış oluyor ki bu sayı da tüm kulüplerin %41’i oranında bulunuyor. Avrupa’da sadece 77 kulüp 50 M Euro ve üstü gelire sahip.

Burada UEFA için olası bir problem ülke federasyonlarınca ülke kulüplerinin başarısının ülke federasyonları açısından önemli olmasından kaynaklanıyor. Bu açıdan bakıldığında ülke federasyonlarının sırf ülke başarısını artırmak için gererkli FF koşullarını tamamlayamayan kulüplere lisans vermesinin önüne geçmek için Finansal Kontrol Paneli (FCP) uygulaması getirilmiş durumda. Kulüpler bunun önüne de çeşitli yollarla geçebilir. Manchester City örneğine bakıldığında bunu rahatlıkla görebiliriz. Etihad Airways şu anda Manchester City’nin resmi sponsoru durumunda ve City’ye ödenen sponsorluk parası piyasada ödenen rakamların oldukça üzerinde. Aynı şekilde stad ismi için ödenen para da normalin çok üzerinde. Örnek verecek olursak Premier Ligin başarılı kulüpleri Manchester City ve Arsenal’in stad sponsorlarının para kaynağını aynı kişiler oluşturuyor. Birleşik Arap Emirlikleri’nin resmi havayolu firması Etihad Airways stad ismi için 10 yıllık 400 M Pound Manchester City’e ödeme yaparken Arsenal’in de stad ismi olan BAE (Emirates) 15 yıl için Arsenal’e 90 M Pound ödemekte. Tabi buradaki uçurumun sebebi Manchester City başkanı Sheikh Mansour’un Dubai iktidar ailesinin bir üyesi olmasından kaynaklanmakta. Kulübe para aktarmak isteyen zengin “para babaları” bir şekilde bu FF uygulamasının arka kapısını bulmuş durumda. Burada tüm yetki Club Financial Control Panel’de. Eğer gelirlerin hakkaniyetli olmadığı kanısına varırsa bu geliri “adil olmayan gelir” sınıfına ekleyebiliyor.

Nitekim 2014’ün Mayıs ayında UEFA yukarıda bahsettiğim sebeplerden dolayı Sheikh Mansour yönetiminde toplamda 1 Milyar Euro’dan fazla transfer harcaması yapan Manchester City ve bir benzer örneğini Fransa’da yapan PSG’ye tarihi cezalar kesti. İki kulübe de totalde 60’ar Milyon Euro para cezası Şampiyonlar Ligi’nde kadro kısıtlaması getirildi.

Aynı zamanda 2014 yılında ülkemizden de Bursaspor, Trabzonspor ve Galatasaray’a 200’er bin Euro para cezası ve çeşitli yaptırımlar getirilmiştir.

Bu yaptırımlar için UEFA Kulüp Lisans ve Finansal FairPlay Yönetmeliğine göz atmakta yarar var.

Madde 14 – Lisans maddesine göre; lig başarıları veya FFP başarıları sayesinde Avrupa Kupalarında mücadele etmeye hak kazanmış kulüpler kendi ülke federasyonlarından lisans almak zorundadır. Bu konuda önceki sezonlara göre getirilmiş olan tek değişiklik Madde 15teki kriterlerin saklı tutulmasından kaynaklanıyor. Bu lisans 14.2’ye göre 1 yıl süre ile sezon sonuna kadar geçerli ve 14.3’e göre kulüpler bu lisansı kendi aralarında tevkil edemezler. Lisans alınmasını engelleyen durumların sonradan meydana gelmesi halinde ise bu lisans UEFA tarafından iptal edilebilmektedir.

Aslın yenilik 15. Madde ile getirilmiş durumda. Zaten Türk kulüplerinin UEFA’dan aldıkları cezalar hep bu “özel şartlar”ın yerine getirilmemiş olmasından kaynaklanıyor. Burada Türk kulüplerine gelen cezalar FFP lisansı alınamamış olmasından kaynaklanmakta. FFP kriterlerine sahip olmayan takımlara lisans verilmediği için UEFA bu kulüplere çeşitli yaptırımlar uygulayabilmekte. Örneğin Avrupa kupalarına katılmaktan men cezası verebildiği gibi kadro kısıtlaması, transfer harcama üst limit yasağı ya da para cezası gibi yaptırımlar verebilmekte.

Türk Kulüplerinin aldığı bazı cezalara gelecek olursak;

Galatasaray’ın cezası

  • “ To this end Galatasaray undertakes to be break-even compliant in the meaning of the UEFA CLFFPR at the latest in the monitoring period 2015/16; i.e. the aggregate break-even result for the reporting periods 2013, 2014 and 2015 must be a surplus or a deficit within the acceptable deviation in accordance with Art. 63 of the UEFA CLFFPR.
  • Galatasaray accepts that employee benefit expenses cannot be increased during the financial report period covered by this settlement (2015).
  • Galatasaray agrees to pay a total amount of EUR 200,000 which will be withheld from the revenues it earns from participating in UEFA competitions commencing in 2013/14.”

Trabzonspor’un cezası

  • To this end Trabzonspor undertakes to be break-even compliant in the meaning ofthe UEFA CLFFPR at the latest in the monitoring period 2014/15; i.e. theaggregate break-even result for the reporting periods 2012, 2013 and 2014 must be a surplus or a deficit within the acceptable deviation in accordance with Art. 63 of the UEFA CLFFPR.
  • Trabzonspor accepts that employee benefit expenses cannot be increased during the financial reporting period covered by this settlement (2014).
  • Trabzonspor agrees to pay a total amount of EUR 200,000 which will be withheld from the revenues it earns from participating in UEFA competitions commencing in season 2013/14

Bursaspor’un cezası

  • To this end Bursaspor undertakes to be break-even compliant in the meaning ofthe UEFA CLFFPR at the latest in the monitoring period 2014/15; i.e. theaggregate break-even result for the reporting periods 2012, 2013 and 2014 mustbe a surplus or a deficit within the acceptable deviation in accordance with Art. 63of the UEFA CLFFPR.
  • Bursaspor accepts that employee benefit expenses cannot be increased during the financial reporting period covered by this settlement (2014).
  • Bursaspor agrees to pay a total amount of EUR 200,000 which will be withheld from the revenues it earns from participating in UEFA competitions commencing in season 2013/14.

 

Hakkımızda

Avukat Özcan Yüksel 1982 yılında Edirne’de doğmuştur. İlk ve orta öğretimini Edirne’de tamamladıktan sonra lise eğitimini İzmir’de Bornova Anadolu Lisesinde tamamlamıştır.Av. Özcan Yüksel 2000 senesinde Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesini kazanmış buradan mezun olup askerlik hizmetini tamamladıktan sonra da 2007 yılında İzmir Barosuna kayıt olarak Avukatlık mesleğini icra etmeye başlamıştır. 2008 senesinde Yüksel Hukuk Bürosunu kuran Avukat Özcan Yüksel halen daha kurucusu olduğu bu büroda hizmet vermektedir.

İş Ortaklarımız

©2024 sporhukukcusu.com Tüm Hakları Saklıdır. Dizayn sporhukukcusu.com

Search