Passolig

 

Türk futbolu için artık yeni bir dönem başladı.Passolig kart adı verilen yeni kart sistemi, artık kağıt biletin yerini aldı ve uygulanmaya başlandı. Bu uygulamaya başlanmasının en büyük neden futbolda meydana gelen şiddet eylemlerinin baş göstermesidir. Statlara girişte yaşanan büyük sıkıntılar ve özellikle karaborsadan bilet alınarak stada girilmesi bu uygulamaya geçilmesinin önemli sebeplerindendir. Bundan dolayı bu uygulamaya geçilerek stadlarda güvenliği sağlamak esas amaçtır. Örneğin; mahkeme tarafından hakkında seyirden yasaklanma kararı verilmiş olan kişiler sisteme bilet almak için girdiklerinde sistem bu kişileri tanıyarak bu taleplerini reddediyor.

   

6222 sayılı ‘’SPORDA ŞİDDET VE DÜZENSİZLİĞİN ÖNLENMESİNE DAİR KANUN’’ un 5.Maddesinin 4.fıkrası ‘’Bilet satın almak isteyen kişilerle ilgili olarak,üzerinde adı,soyadı, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası ve fotoğrafı olan bir elektronik kart oluşturulur’’ ifadesi yer almaktadır. Bu hükme göre kart üzerinde yer alan bilgiler düzenlenmektedir.  Bu nedenle kart kontrol edilirken aslında güvenliğin yüksek derecede sağlanarak, hukuk kuralları çerçevesinde sağlıklı bir biçimde müsabakaların seyir edilmesi amaçlanmıştır.

 

Bu sistemin uygulanması için kulüplerin öncelikle finansal kaynakları ve maddi durumları esas olarak alınmıştı. Fakat kulüplerin yeterli miktarda finansal gücü bulunmayınca uygulama Türkiye Futbol Federasyonu tarafından sağlanmak zorunda kaldı. Sistem için yaklaşık olarak 150-175 milyon Türk Lirasına ihtiyaç duyulunca TFF bu sistem için ihaleye çıkılmasına karar verdi ve ihale sonucunda 150 milyon TL’lik yatırım maliyetini kabul eden Aktif Bank birinci çıktı. Ayrıca Aktif Bank her kulübe garanti para ödemeyi kabul etti. Böylece Aktif  Bank Passolig uygulaması için gerekli şartları kabul etmiş oldu.Passolig kartının hükümete yakınlığıyla bilinen Çalık grubunun Aktif Bank'a ait olması tartışmayı ise başka bir boyuta taşımış oldu.

       Site üzerine yüklenen bilgiler, kişilerin bilgilerini 6222 sayılı Kanuna dayandırarak direkt olarak Aktifbank ile paylaştırıyor. Bu durumda bankanın müşterisi olunuyor ve çıkan E-kart banka kartı oluyor.Fakat bunun için para ödeniyor ve kartın türüne göre fiyat değişiyor. Örneğin; 15 TL, 25 TL, 40 TL gibi.

       Passolig Kart için dört büyük kulübün taraftarı yıllık 25 TL, diğer takımların taraftarları ise 15 TL; maç başına da 2 TL vize bedeli ödeyecekler. Vize bedellerinin 7,95 TL’si, maç başına ödenecek 2 TL’nın da 0,94 kuruşu kartları basan finansal kuruluş tarafından alınırken, geri kalan tutar kulüplere ödenmek üzere Türkiye Futbol Federasyonu nezdinde oluşturulacak gelir havuzuna aktarılacak.

KULÜPLERİN SORUMLULUKLARI

Bu sorumluluklar kulüp ve kulüp idarecileri için olmak üzere 2’ye ayrılmaktadır. Kulüp sorumluluğu için bu yükümlülüğü yerine getirmeyen kulüplere 100.000 TL idari para cezası verilir. Bu yaptırım,

6222 sayılı ‘’Sporda şiddet ve düzensizliğin önlenmesine dair kanun’’un 21.maddesinde düzenlenmiştir.

MADDE 21 –

….

(2) 5 inci maddenin dördüncü, beşinci ve yedinci fıkralarında öngörülen yükümlülüklerin yerine getirilmemesi halinde her müsabaka için;

  1. a) En üst futbol liginde bulunan spor kulüplerine yüzbin Türk Lirası,
  2. b) En üst futbol liginin bir alt liginde bulunan spor kulüplerine seksenbin Türk Lirası,
  3. c) Basketbol, voleybol ve hentbol dalları için ise spor tesisinin kullanım hakkına sahip bulunan spor kulübü, kurum ve kuruluşlara yirmibin Türk Lirası,

idari para cezası verilir.

 

Diğer bir yaptırım kulüp yöneticilerini ilgilendirir. İlgili kanunun;

MADDE 5 – (1) Ev sahibi spor kulüpleri;

  1. a) Spor alanlarında sağlık ve güvenliğe,
  2. b) Müsabakanın yapılacağı yerde konuk takım seyircilerine bağımsız bir bölüm ayırmak ve taraftarlar arasında temas olmamasını sağlamaya yönelik olarak, ilgili spor federasyonları ve uluslararası spor federasyonları tarafından belirlenen önlemleri almakla yükümlüdü

ibaresi yer almaktadır. Yani seyircinin E-Bileti olmadan stada girişine izin verilmesi halinde bu eylemden dolayı ev sahibi kulübün yöneticileri sorumlu olacak ve adli para cezası hüküm olacaktır. Aslında bu hüküm dolaylı olarak ilgili kanunun 18.maddesinin 10.fıkrasına atıf yapmaktadır. Bu hükme göre;

MADDE 18

(10) Bu Kanun hükümlerine göre hakkında güvenlik tedbiri olarak spor müsabakalarını seyirden yasaklanma kararı verilen kişi, yasak süresince spor kulüplerinde ve federasyonlarda ve taraftar derneklerinde yönetici olamaz; spor müsabakalarında hakem, temsilci veya gözlemci olarak görev yapamaz.

Passolig’in uygulanma tarihinden itibaren çok sayıda şikayette bulunuldu. Özellikle lig müsabakalarında taraftar sayısının çok düşük olması ve müsabakalara ilgi gösterilmemesi bu uygulamanın şu süreye kadar yeterince ilgi gösterilmediğinin kanıtı olarak ifade edilebilir. İnsanlar futbol müsabakası izlemek için bir nevi eziyete katlanmak istemiyor. İsteyenler ise zamanında bu karta sahip olamadıkları için maçlara gidemiyorlar. Henüz yeterli altyapısı oluşturulamadığı için kartı olanlar, statlara gittiklerinde giriş turnikeleri kartları ve kart sahibini tanıyamadığı için içeri giremeyen insanlar da bu durumdan oldukça şikayetçi.İzlenme reytingi düşük, tribüne seyirci çekemeyen, stat doluluk oranları Avrupa’nın çok gerisinde olan ligimizde bu sistemin uygulanması futbolumuzu da bir adım daha geriye götüreceği ön görülüyor.

Spor Toto Süper Lig 2013-14 sezonu ortalama 12.964 seyirci sayısıyla Avrupalı ligler arasında 21.sırada yer aldı.18 kulübümüzün maçlarını oynadıkları statların toplam seyirci kapasitesi 404.884 kişiye ulaşıyor. Statların ortalama seyirci kapasitesi ise 22.494 kişi. Yani, buna göre Spor Toto Süper Lig’de ortalama doluluk oranı %57,6 olarak gerçekleşmişti.ŞU ana kadar yaklaşık 450 bin kart satılmış durumda.Passoligin getirmiş olacağı bu durumdan dolayı 2014-2015 sezonu doluluk oranı %35 lere düşebilir.

Futbolda ekol olmuş ve Avrupa futbolunu sportif ve mali anlamda domine eden ligler bile henüz bu uygulamaya geçmemişken, Avrupa’nın en önemli liglerinden biri Serie-A bu uygulamaya dayanamayıp kaldırmışken, Türk futbolunu yöneten kişilerin uygulamayı bulup uygulamaya almamız gerçekten çok ilginç.

Kulüplerin maç günü gelirleri, sponsorluk gelirlerindeki olası düşüşler, eğer bir şekilde telafi edilmezlerse, kulüplere önemli sıkıntılar yaratabilir. Zaten, finansal sıkıntılarla boğuşan kulüplerimizin en küçük bir gelir kayıplarına tahammülleri bulunmuyor. Olası gelir kayıpları, kulüplerin sportif rekabet güçlerini olumsuz etkiler. Bu nedenle, başta TFF olmak üzere Kulüpler ve diğer bu işe aracılık eden kurumların çok ciddi bir iş planları ve stratejilerinin bulunması gerekiyor.

Passolig kart uygulaması bir nev’i kredi kartı uygulamasıdır. Bu uygulamada kart alabilmek için ister istemez bazı kişisel bilgilerin ilgili bankaya verilmesi yasal bir zorunluluk doğuruyor. Bundan taraftarın kaçış ihtimali bulunmuyor. Seyirciler bu bilgilerin verilerek aslında ‘Fişlenmek’ istemiyorlar. Geçen sene bazı tribünlerden her maç yükselen hükümet karşıtı protestoların önüne geçmek için bu uygulamanın hükümetin elini rahatlatacağı yönünde değerlendirmeler var. Hükümet ise tribünlerde yaşanan şiddeti bitirmek için Passolig’i uyguladığını savunuyor. Şu şartlar altında şu çıkarımı yapmak doğru olabilir: iktidarın asıl amacı taraftar gruplarını ortadan kaldırmak; endüstriyelleşen futbol ekonomisi içinde, makul, itaatkâr ve paralı bir müşteri kitlesi yaratmak ve endüstriyel futbola direnen tribün gruplarını fişleyerek kontrol altına almaktır.

Konuyu toplamamız gerekirse, sadece tribündeki şiddet olaylarını önlemek amacı ile çıkartılan bu uygulama mutlak butlandır. Yani, uygulama ölü doğmuştur. Bu uygulamanın hayata geçirilmesinde bu kadar hızlı ve ısrarcı olunması, ileride telafisi mümkün olmayan olumsuzlukları da beraberinde getirebilir.Özellikle, tribünlerde siyasi oluşum ve muhalefetin önünü kesme gibi gizli bir amaç taşıdığı konusunda taraftarın kafasında ciddi endişeler bulunuyor. Uygulamayı bir yasal zorunluluk olarak ortaya koymak ve taraftarın buna uymasını beklemek, uygulamanın futbol aracılığıyla zorlanması anlamına gelir ki, bu zorlama Türk futbolunu ileride sıkıntıya düşürebilir. Bu nedenle, bu uygulamanın Türk futboluna yarar sağlamaktan çok zarar verebileceğini, insanların futbola olan ilgilerini düşürebileceğini düşünüyorum

 

                                                            KAAN KARAARSLAN

 

 

 

 

Hakkımızda

Avukat Özcan Yüksel 1982 yılında Edirne’de doğmuştur. İlk ve orta öğretimini Edirne’de tamamladıktan sonra lise eğitimini İzmir’de Bornova Anadolu Lisesinde tamamlamıştır.Av. Özcan Yüksel 2000 senesinde Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesini kazanmış buradan mezun olup askerlik hizmetini tamamladıktan sonra da 2007 yılında İzmir Barosuna kayıt olarak Avukatlık mesleğini icra etmeye başlamıştır. 2008 senesinde Yüksel Hukuk Bürosunu kuran Avukat Özcan Yüksel halen daha kurucusu olduğu bu büroda hizmet vermektedir.

İş Ortaklarımız

©2024 sporhukukcusu.com Tüm Hakları Saklıdır. Dizayn sporhukukcusu.com

Search